"Asgari ücretlinin temel ihtiyaçlarını karşılaması artık mümkün değildir"
HÜDA PAR Gaziantep İl Başkan Yrd. İktisat Birim Başkanı Adem Eren, asgari ücretlinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamama durumuna geldiğini kaydetti.

Ekonomi 02.08.2025 20:07:55
CEMİL ÖZDAŞ
Eren, mevcut asgari ücret enflasyon karşısında geçim sağlamaya büyük ölçüde yetmediğine vurgu yaptı.
Eren açıklamasında, "Özellikle 2024 ve 2025 yıllarında yaşanan yüksek enflasyon oranları, alım gücünü ciddi şekilde düşürmüştür. Türkiye’de Ocak 2025 itibarıyla net asgari ücret 22 bin 104 TL, fakat Türkiye istatistik kurumunun açıkladığı veriler doğrultusunda enflasyon son 12 aylık ortalamaya göre yüzde 51,26 civarında seyretmektedir. Üstelik bu oran piyasada ve halk nezdinde daha yüksek seviyelerde hissedilmektedir. Türkiye’de son aylarda hızla yükselen enflasyon, milyonlarca asgari ücretli vatandaşımızın geçim şartlarını ciddi biçimde zorlaştırmıştır. Ocak 2025’te yapılan yüzde 30’luk zamla asgari ücret 22.104 TL’ye çıkarılmış olsa da, yılın ilk yarısında temel tüketim kalemlerindeki fiyat artışları bu zammı büyük ölçüde eritmiştir." dedi.
"Aldığı maaş kirasını ödemeye yetmediği için ev sahibine borçlanıyor"
Asgari ücretlinin yüksek kiralar karşısında çok zor duruma düştüğünü dile getiren Eren, "Sizin de bildiğiniz üzere son açıklanan asgari ücret 2025 yılı için 22 bin104 TL. dir. Yani asgari ücret ile çalışan bir işçi ay sonunda bu parayı evine götürmektedir. Ancak şöyle bir düşündüğümüzde, işçi arkadaşımız daha evine girmeden kapıda ev sahibine bu parayı veriyor hatta aldığı maaş kirasını ödemeye yetmediği için ev sahibine borçlanıyor sonra evine giriyor. Bugün normal bir ev kirası 20 bin ile 25 bin TL. civarında olurken, asgari ücretlinin ev kirasını nasıl ödeyeceğini devlet yetkililerinin düşünmesi lazım. Peki, bu asgari ücretli en temel ihtiyaçlarını ve hayatta kalma mücadelesini nasıl sürdürecek? Aldığı 22 bin 104 TL. ile ev kiralayıp barınma ihtiyacını nasıl karşılayacak? Ailesi ile sofrasını kurmak için pazara gidip sebzesini nasıl alacak." ifadelerini kullandı.
"22 bin104 lira ile evini geçindirmesini beklemek yanlış bir politikadır"
Eren, asgari ücretin reel de bir karşılığının kalmadığına değinerek, "Temmuz 2025 fiyatlarına göre asgari ücretlinin en asgari olarak kirası 20 ile 25 bin TL. arasında, gıda harcaması 8 ile 12 bin TL. arasında, ulaşım giderleri bin 500 ile 2 bin TL arasında, elektrik su doğalgaz giderleri 3 bin ile 4 bin Tl. arasında, giyim ve diğer ihtiyaçlar 5 bin ile 7 bin tl arasında olurken toplam giderleri 37 bin 500 TL ile 50 bin TL arasında bir rakamı buluyor. Sadece bu kalemlerde bile toplam gider gözler önündeyken asgari ücretliye 22 bin104 TL. vererek evini geçindirmesini beklemek yanlış bir düşünce ve yanlış bir politikadır. TÜİK verilerine göre gıda enflasyonu yüzde 45’i, kira artışları ise yüzde 60’ı aşmıştır. Asgari ücretli bir çalışanın barınma, beslenme, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması artık mümkün değildir. Türkiye’de yaklaşık 7 milyon kişi asgari ücretle çalışmakta olup, bu kesim toplumun en kırılgan ekonomik grubunu oluşturmaktadır." şeklinde konuştu.
"7,1 milyon kişi asgari ücretle geçiniyor"
Türkiye'de milyonlarca kişinin asgari ücretle geçindiğine değinen Eren, "Artan kira, gıda ve enerji fiyatları karşısında bu ücret temel ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor. Şunu hatırlatmak isterim ki şuan Türkiye'de yaklaşık 7,1 milyon kişi asgari ücretle geçiniyor; bu da toplam ücretli çalışanların yaklaşık yüzde 45’i demek. Bu da demek oluyor ki Türkiye nüfusunun yüzde yarısına yakını açlık sınırında bir hayat yaşıyor ve bu kesim aylık temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanıyor. Asgari ücret, yalnızca ekonomik bir gösterge değil; aynı zamanda sosyal adaletin, yaşam hakkının ve devletin vatandaşına karşı sorumluluğunun bir yansımasıdır. Bu nedenle, enflasyon karşısında asgari ücretin yeterliliği ve ara zam ihtiyacı, yalnızca ekonomik değil, toplumsal bir mesele olarak ele alınmalıdır." dedi.
Eren, ara zam yapılmazsa olası etkileri şu şekilde sıraladı:
Enflasyon, maaşları aşarken sabit gelirli kesim giderek daha fazla yoksullaşır. Enflasyon karşısında sabit kalan ücret, reel olarak değer kaybeder. Vatandaşın temel tüketim harcamalarını karşılaması zorlaşır. Orta sınıf daha da daralır; düşük gelir grubu genişler.
Alım gücü düşen kesim harcamalarını azaltır. Bu durum bazı sektörlerde durgunluk riskini artırır ve işsizlik yaratabilir. Temel ihtiyaçlar için kredi kartı ve bireysel kredi kullanımı yükselir. Bu da hane halkı borcunun büyümesine neden olur.
İç Talep Düşer, Ekonomi Yavaşlar. Alım gücü azalan vatandaş tüketimi azaltır. Bu da perakende, hizmet ve üretim sektörlerini olumsuz etkiler. Sosyal Gerilim Artar. Geçim sıkıntısı yaşayan bireyler, iş gücü verimliliğini ve toplumsal huzuru etkileyebilir. Göç artar özellikle genç nüfusun yurt dışına gitmesi artabilir.
Ayrıca ara zam yapılmadığı takdirde HÜDAPAR olarak, enflasyonun artacağına inanmadığımız gibi bu bahaneler de bize hiç samimi gelmiyor. Geçmiş tarihlerde baktığımızda 2004, 2012, 2016 ve 2019 yıllarında yapılan yüksek oranlı zamların ardından enflasyonun düştüğü gözlemlenmiştir. Ve yine SSK uzmanlarının açıklamalarına göre asgari ücret artışının enflasyona etkisi yüzde 1,5–3 arasında ve oldukça sınırlıdır.
Eren, HÜDAPAR Gaziantep İktisat başkanlığı olarak önerilerimiz ve taleplerini şu şekilde sıraladı:
Yıl ortasında otomatik endekslemeli ücret sistemi (örneğin enflasyon oranına göre artış).
Vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi, düşük gelirli çalışanların vergi yükünün azaltılması. Vergi ve sigorta primi muafiyeti ile ara zam yapılması, hem işvereni zorlamaz hem de çalışanın cebine doğrudan yansır.
Asgari geçim endeksinin oluşturulması ve maaşların buna göre belirlenmesi.
2025 yılı ikinci yarısı için acil ara zam yapılması
Zammın enflasyon oranı ve yaşam maliyeti dikkate alınarak belirlenmesi
İşverenin yükünü hafifletmek için vergi ve SGK prim desteği sağlanması
Asgari ücretin yılda en az iki kez güncellenmesi için yasal düzenleme yapılması
Eren yetkililere seslenerek, "Buradan bir çağrı olarak; Başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili kurumları, bu konuda sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeye ve çalışanların sesine kulak verilmesini, geçim hakkının korunmasını davet ediyoruz. Asgari ücret, sadece bir rakam değil; milyonlarca insanın yaşam hakkıdır. Asgari ücret bir lütuf değil, insanca yaşamın en temel şartıdır. Bu çağrımız, sadece ekonomik değil, vicdani bir çağrıdır. Geçim hakkı, temel bir insan hakkıdır. Sessiz kalmayacağız." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.