HÂKİME DEĞİL HAKEME
Prof.Dr. Hüseyin ÇELİK 04.03.2025 14:40:58
İnsanı yaratan, ona en merhametli olan ve onun ihtiyaçlarını en iyi bilen Allah’tır. Onun için konulmuş en güzel hükümler de Allah’ın belirlemiş olduğu hükümlerdir.
Kişisel ve toplumsal manada mutlu olmanın en güzel yolu, Allah’ın belirlemiş olduğu ilkelere teslim olmaktır. Bunun aksi olan her durumda eksiklikler ve aksamalar olacaktır.
2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesi sebebiyle devletin en üst kademesinden en alt kademesine kadar bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Önemli olan bir şeyler yapmaktan ziyade doğru olanı yapmaktır. Her konuda hükümlerin en güzeli getiren Rabbimiz, aile konusunda da en güzelini belirlemiştir. Bize düşen onlara teslim olmaktır. Gelinen noktada aile yapımız büyük bir tehdit altındadır. Mevcut evliliklerin büyük bir kısmı boşanma ile sonuçlanırken birçoğu da zoraki yürütülmeye çalışılmaktadır. Evlilik yaşı sürekli geriye giderken gençlerin büyük bir kısmı evlilikten uzak durmaya çalışmaktadır. Çevrelerinde gördükleri olumsuz aile ilişkileri ve evliliğin getireceği sorumluluklardan korktukları için bekâr kalmayı tercih etmektedirler.
İslam karı-koca arasındaki ilişkinin ne şekilde olması gerektiğini belirlediği gibi ortaya çıkan sorunların nasıl çözülmesi ile de ilgili hükümler getirmiştir. Bugün gözden kaçırdığımız veya çoğu zaman hiç müracaat dahi etmediğimiz bir husus var. O da “Hâkime değil hakeme müracaat etme”dir. K. Kerim, karı-koca arasındaki sorunların kaynağına göre bazı çözüm önerileri sunar. Sorunları “sen haklısın, ben haklıyım” anlayışından ziyade “fedakârlık” esası üzerinden çözmeye çalışır. Aile yuvasının kurtulması için gerektiğinde haklıda olsa fedakâr davranılmasını ister.
“Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da onları uzlaştırır. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdardır.” (Nisâ: 35) ayet-i kerimesinde de buyrulduğu gibi karı koca arasındaki çekişme büyür ve onlar bu durumun içerisinden çıkamaz iseler aile büyüklerinin devreye girmesi istenir.
Kur’an-ı Kerim öncelikli olarak sorunların yerinde çözülmesini ister. Nisa suresi 34. Ayet-i kerimesinde bu duruma dikkat çekilir. Eğer karı koca arasında sorun çözülememiş ise ikinci aşama olarak aile büyüklerinin devreye girmesi istenir (Nisa: 35). Bu süreç boşanmadan önceki son çıkış noktasıdır. Eğer hakemlerde bu işe çare olamazlar ise boşanmaya kapı aralanmış olur.
Aile içi huzursuzluklarda karı-koca her zaman doğru karar veremeyebilirler. Öyle olur ki her iki taraf ta kendini haklı görebilir. Bu tür durumlarda sorun boşanma noktasına kadar uzayabilir. Eşler boşanma talebiyle mahkemeye müracaat edebilirler. Böylesi durumda hemen boşanmak yerine evliliği kurtarma adına hakeme müracaat edilmesi tavsiye edilmiştir.
Böylesi durumlarda Biri kadın diğeri de erkek tarafından olmak üzere iki aklıselim kişi devreye girmelidir. Bunlar iki tarafı dinledikten sonra kadın ve erkeğin hatalarını belirleyip ona göre çözüm üretmelidirler. Gerekli dinlemeler sonunda evliliğin yürümeyecek noktaya geldiğini ve yapılabilecek bir şey olmadığını görürler ise boşanabileceklerini söyleyebilirler. İki tarafın hatalarını düzeltmeleri halinde devam edebileceğini tespit ederler ise ona göre hareket ederler. Kadına: “Sen şu şu hususlarda hatalısın. Bunları düzeltmelisin. Biz de bunu takipçisi olacağız” demelidirler. Aynı şekilde erkeğe de söylemeliler. Böylece hem tarafların hatalarını görmelerini sağlamış olur hem de onların düzeltilmesi konusunda yardımcı olmuş olurlar.
Hâkimden önce hakeme müracaat yöntemiyle belki de boşanma aşamasına gelmiş çoğu aileler kurtulacaktır. Aksi halde yıllarca sürebilecek birer davaya dönüşebilecektir. Her iki taraf maddi ve manevi açıdan büyük yıpranmalar yaşayabilecektir. Aileyi kurtarma noktasında göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur. Aile yuvası kurulurken çevredekilerin tavsiyesi önemi olduğu gibi ailenin devamı noktasında da onların hakemliği önemlidir.