Zalim kim olursa olsun karşı durmak, mazlum kim olursa olsun yanında olmak imanımızın gereğidir

İran’a Nasıl Bakmalı?
Bu başlık bana ait değil. Allah rahmet etsin, geçen yıl Almanya’da vefat eden 28 Şubat mağdurlarından yazar Yaşar Kaplan’a aittir. Almanya’da sürgün hayatı yaşarken vefat etmişti. Kendisi 28 Şubat mağduruydu. 1979 İran İslam İnkılabı’ndan sonra Yaşar Kaplan, İran’a giderek İslam inkılabıyla ilgili bir dizi araştırma ve görüşmeler yapmıştı. Türkiye’ye döndüğünde, İran’daki izlenimlerini kaleme aldığı kitabına da bu ismi vermişti: “İran’a Nasıl Bakmalı?” Bu kitabı yıllar önce alıp okumuştum. Şimdi bu başlığı ondan ödünç alıyorum.

Aslında İran üzerine yazmayı hiç düşünmemiştim. Çünkü İran, hem hassas hem de istismara açık bir konudur. Ancak bazen insan mecbur kalıyor. Malumunuz, geçtiğimiz günlerde israilin İran’a saldırıları ve ardından ABD’nin israil ile birlikte gerçekleştirdiği operasyonlar, İslam âlemini adeta üçe böldü.

Bir grup, İran’a karşı durarak ABD ve israilin safında yer aldı. Bir grup tarafsız kalmayı tercih etti; oysa bu tarafsızlık, aslında İran’ın düşmanlarına şirin görünme çabasıydı. Diğer bir grup ise doğrudan İran’ın yanında durdu ve destek verdi.

Ben şahsen, İran’ın ABD ve israile karşı zafer kazanması için dua ettim. Bu süreçte İran’ın yanında yer aldım. Bunu iki sebepten dolayı yaptım:

Birincisi, İran Müslüman bir ülkedir ve İslami bir sistemle yönetilmektedir.
İkincisi, ABD ve israil, hatta tüm küfür milletleri, son teknolojik silahlarla saldırıyorlar. İslam düşmanları birlik olup saldırırken, ben tarafsız kalamam. İran’ı savunmak, inancımın gereğidir.

Ne İran milletindenim ne de onların mezhebinden… Ama aynı Allah’a inanıyor, aynı kıbleye yöneliyoruz. Mezhepleri ve milliyetleri beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren, onların Allah’a olan imanları ve zalime karşı dimdik duruşlarıdır.

Bugün İslam dünyasında birçok ülke, ilişkilerini keserek ABD ve israilin yanında saf tuttu. Kimileri ise yaşananları küçümseyip “Tiyatro” dedi. Ancak orada yüzlerce insan ölürken, buna tiyatro demek vicdansızlıktır. Bu kadar can toprağa düşmüşken, tiyatro diyebilenlerin iyi niyetinden şüphe ederim. Böyle düşünenler bilsinler ki, İslam düşmanlarının değirmenine su taşımaktadırlar.

Zalim kim olursa olsun karşı durmak, mazlum kim olursa olsun yanında olmak, imanımızın en temel gereğidir. İran bugün mazlumdur. Yarın başka bir millet mazlum olduğunda, ona da aynı yerden bakmak zorundayız. Çünkü inancımız, bizi yalnızca kendimiz için değil; mazlumun, hakkın ve hakikatin yanında olmak için var etti.

“Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur.” (Maide, 8)