Birbirimizi Yemekten, Birlik Kurmaya Vakit Bulamıyoruz
İbrahim Halil YILDIRIM 05.09.2025 11:06:54
Mekke'de İslam açıktan tebliğ edilip yayılmaya başlayınca, müşriklerin engellemeleri ve durdurma yöntemleri başladı. Bu daveti durdurmak için ellerinden geleni yaptılar. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in arkadaşları, müşriklerin baskısı, zulmü, boykot ve işkencelerine dayanamayınca Habeşistan’a hicret etmişlerdi. Onlar yeni bir nefes, güvenli bir liman ararken müşrikler peşlerini bırakmadı. Kin ve nefretleri öyle büyüktü ki, ta Habeşistan’a gidip Müslümanları geri isteme cüretini gösterdiler.
Tabii Müslümanları geri istemelerinin tek sebebi bu değildi. İslam’ın orada yayılması ve itibarlarının, ticaretlerinin zedelenme ihtimali de onları endişelendiriyordu. Ama asıl olarak, içlerindeki kin onları Habeşistan’a gidip Müslümanları geri istemeye yöneltti. Kalpleri ve akılları kör eden bir hırsla doluydular.
Bugün toplumumuza baktığımızda, benzer bir tabloyu görmek insanı derinden yaralıyor. Birbirine merhametle yaklaşması gereken insanlar maalesef çoğu zaman dedikodu, haset, fesat ve fitne ile birbirinin arkasına düşüyor ve birbirlerini yıpratıyor. Sanki karşısındaki bir kardeş değil de en büyük düşmanıymış gibi davranıyor. Arkasından konuşuyor, yanlışını arayıp buluyor, büyütüyor ve bir haber ajansı gibi piyasaya sürüyor. İyiliğini, güzelliğini, yapmış olduğu faydalı işleri görmezden geliyor, hatta üzerini kapatmaya çalışıyor.
Oysa bizler, böylesi çirkin davranışlarla yalnızca toplumsal bağlarımızı değil, imanımızın da güzelliğini zedeliyoruz. Her dedikodu 1 puan, her gıybet 1 seviye kazandıracakmış gibi sözleri oradan oraya savuruyoruz. Oysa bu sözler, bizi fark etmeden bataklığa saplıyor. Kinle, hasetle yoğrulmuş kalplerin huzur bulması mümkün değildir.
Bugün mazlumların feryadı Gazze’de, Filistin’de göğe yükselirken; insanlar açlıktan ölürken biz hâlâ birbirimizi küçük meselelerle tüketiyorsak, bu en büyük kayıptır. Unutmayalım ki güzel işler yapmadığımızda, kardeşliğimizi güçlendirmediğimizde ve fitneye kapıldığımızda hem bu dünyada hem de ahirette ağır kayıplara uğrayacağız.
Tarih, kinle hareket edenlerin kaybettiğini; birlik, merhamet ve adalet yolunu tutanların ise iz bırakıp kazandığını defalarca göstermiştir. Rabbim güzel izler bırakanlardan eylesin